Sıkan ayakkabılarımızı bir şekilde giyilebilir duruma getirebilmek amacıyla bulduğumuz binbir türlü çare bizi Oscar'a aday yapabilir. Bu çarelerden biri, geceden ayakkabılarımızın içine ıslak bez koyup sabaha dek bekletmektir. Bu yöntem işe yarıyor mu bilinmez ama ayakkabıdan da umut kesilmez.
Kimimiz o güzelim stilettolarımızı, yün çoraplarımızla giyer, evde saatlerce dolaşır ve ilginç bir alıştırma çalışması yaparız. Bu da farklı bir hayat deneyimi tabiki. Acaba muhteşem stilettomuz bir gün o pırıl pırıl fuşya gece elbisemizin altında göğsünü gere gere dolaşabileceğine inanıyor mudur?
Tam kara kara düşünürken, aklımıza başka ve muhtemelen en akılcı çözüm gelir. Ayakkabıyı kalıba koydurmak. Bir gece boyunca sabırsızlıkla bekleriz, sabah olur, koşa koşa alır eve geliriz, bir de bakarız ki çok da büyük bir değişiklik yok. İşte bir hayal kırıklığı daha... Ne olursa olsun vazgeçmek yok ama...
Yukarıdakiler büyük ihtimalle işe yaramadı. Ve sonunda işte gözümüzü karartmanın vakti geldi, topuğun arkasına ve vuran parmaklara yara bandı, iç tabana ped, kenarlara pamuk, e ince de bir çorap giydik mi yollara düşmeye hazırız. Biliyoruz ki acıtacak, biliyoruz ki o pamuklar,bantlar taşacak... Ama biliyoruz ki ayakkabılarımız herkesin gözünü alacak...
Ayakkabılarımız ve biz, ne olursa olsun birbirimizden vazgeçemeyiz.
Çok ilginç ayakkabılar var,bunları giyenler varmı aceba :)
YanıtlaSil