Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Ocak 2012 Perşembe

O BÜYÜK ÇANTANIN İÇİNDE NE VAR?

Biz kadınlar çantamızı, son boşluğuna kadar doldurmaya bayılırız. Kaleminden defterine, makyaj malzemesinden hijyenik ürünlere, ekstra çoraptan ekstra ayakkabıya, diet yiyeceklerden tablet bilgisayarımıza kadar seyahate çıkıyormuşçasına, hiç üşenmeden gün içinde mutlu mesut dolaşırız. Çantamızdaki bir eksiklik bize tüm günü kapsayacak bir mutsuzluk ve endişe verebilir. Bu sebeplerden dolayıdır ki büyük çanta kullanımı gün geçtikçe yaygın hale geldi ve hatta trendy oldu.

Televizyonda, dergi ve gazetelerde çok yakından takip ettiğimiz ünlü simaların taşıdıkları birbirinden güzel ve bir o kadar da pahalı çantalar dikkatimizi çekmiştir. Binlerce dolar değerindeki bu çantaların içerisinde neler olabilir, hiç düşündünüz mü?



Tom Cruise'un eşi ve kızının annesi olan Katie Holmes'un binlerce dolar değerindeki Hermes çantası biraz garip. Normal koşullarda çantadan çok bir valizi andıran bu kırmızı modelin içinde eminiz ki çok sevdiği kızı Suri'yi taşıyor olabilir :) Her ne kadar kırmızı rengine bayılmış olsak da bu kadar büyük bir çanta bize biraz gereksiz gibi göründü, tabi içerisinde çocuğunuzu veya eşinizi taşımak istemezseniz :)








Paris Hilton'u tanıyanlar çok iyi bilirler, pijamalarıyla bile kocaman ve çok şık çantalar taşımaya bayılır. Bir çok kez, moda eleştirmenleri tarafından yaylım ateşine tutulan Hollywood güzelimiz, yine yapacağını yapmış ve bu menekşe rengi, çiçek şekilli çantasıyla göz doldurmuş. İçinde ne mi var? Dünyanın en büyük parti kızı olarak eminiz ki günde en az 5 partiye katılabilmesini sağlamaya yetecek kadar eşya diye düşünüyoruz. Tahminimiz doğru olmasa bile en azından yarısının banknotlarla dolu olduğuna eminiz :) Hilton soyadını taşımanın da bir sorumluluğu var sonuçta.









Muhtemelen büyük çanta tutkunu olan ünlülerimiz arasında sizi en az şaşırtacak olanı Angelina Jolie. Bu kadar güzel bir anne, yakışıklı eş ve 6 çocuğu olan yıldızımızın günlük hayatta küçük bir çanta kullanabileceğini pek düşünmüyoruz. Büyük çantanın kaynağı, annelerin taşıdığı bebek bakım çantalarından geldiğine göre Angelina'ya büyük çantadan ziyade, çocukları için her türlü gereksinimi karşılayacak bir  bavul öneriyoruz. Ama Brad taşısın mümkünse :)









Geçmişten günümüze ve gelecekte, modası geçmeyecek bir trend varsa o da leopar desen. Annelerimizde, hatta belki de anneannelerimizden bize miras kalan bu güzelliği bir de Jennifer Lopez taşıyorsa söyleyecek bir söz bulamıyoruz. Bir yandan tekrar sahnelere dönmenin ve ikiz çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşayan güzel star, Mark Anthony ile boşanmasından dolayı da zor güner geçiriyor... Bu durumda o güzel çantası muhtemelen sevinç ve hüzün gözyaşlarını silecek kağıt mendillerle dolu olsa gerek :)








Lady Gaga için söylenecek o kadar çok şey var ki, en iyisi fazla yorum yapmamak :) Ne kadar garip davranırsa, o kadar ilgimizi çekiyor. İlginç kişiliği, marjinal tarzı ve çılgın imajıyla Lady Gaga'nın çantasındakileri sorgulamak açıkçası bizi biraz korkutuyor. İçinden çeşit çeşit peruklar, gökdelen platformlu ayakkabılar, hatta ve hatta etten yapılmış meşhur elbisesi bile çıkarsa korkmamak ve şaşırmamak lazım. Malum Lady Gaga, ne yapsa yeridir. :)

Günün Kombini

24 Ocak 2012 Salı

Haftanın Şanslı Pabucu


Sarah Jessica Parker'ın ayakkabı tutkusunu bilmeyenimiz yoktur. Sex and The City'de giydiği birbirinden muhteşem ayakkabılarla gözlerimizi kamaştıran güzel aktris, bu konudaki zevkini kırmızı halıda da en iyi şekilde göstermiş. Bilekten bağlı, dantel detaylı bu şık siyah platformuyla Sarah Jessica Parker, bu haftanın en şanslı pabucunu sergiliyor... 

ERKEK ARKADAŞINIZIN NEFRET EDECEĞİ 5 AYAKKABI MODELİ... BİZDEN SÖYLEMESİ... :)

        ''Eşşiz bir insan olmak istiyorsanız farklı olmalısınız.'
Coco Chanel


 Coco Chanel'in bu sözüne yürekten (veya ayaktan) hangimiz katılıyoruz? Jeffrey Campbell ayakkabılarının yaratıcıları, bu sözden ilham alarak limitleri zorlamış ve inanılmaz farklı ayakkabılar tasarlamışlar gibi görünüyor. Hatta biraz da garip. Onlar için bir ayakkabıya dünyanın en çılgın platform veya topuklarını koymak gayet doğal bir yaklaşım olsa gerek. Modaya düşkün her bayan gibi, sizler de belirli bir noktadan sonra bu farklılıkları ve marjinalliği tatmak isteyebilirsiniz. Dilerseniz gelin, sizin beğenebileceğiniz fakat büyük ihtimal erkek arkadaşınızın nefret edeceği bir kaç modele göz atalım :)



Çılgın Platform:  Bu ahşap platformlu ilginç model, hiç şüphesiz ki çevrenizdeki herkesin dikkatini sizin üzerinizde toplayacaktır. Buna - nisbeten yumuşak karakterdeki Lady Gaga platformlarının Rhianna tarafından giyilen versiyonu - da denebilir. :)

Siz ne görüyorsunuz: Bu ayakkabı her ne kadar eski tarz ayakkabıların bir ahşap blok üzerine oturtulmuş versiyonu gibi görünse de, platformdaki boşluk, ve sık bağcıklar, modele ilginç ve şık bir görüntü veriyor.

Erkek arkadaşınız ne görüyor:  45 derecelik açıyla japon yapıştırıcısı kullanılarak, ayakkabıya tutturulmuş olan bir tahta bloğun siyah bağcıkla süslenmiş hali.                     



 Yüksek kesme platform: Bunun nasıl bir mantık olduğunu anlamadınız değil mi? Biz de öyle. Bu model şüphesiz ki düz topuk ve dolgu topuk arasındaki tüm sınırları zorlayarak hazırlanmış bir model.

Siz ne görüyorsunuz: Ayağınızın orta kesimi belki de çok destek gerektirmiyor olabilir aslında. 2 farklı topuğun birleşimi. İlginç bir deneyim olabilir.

Erkek arkadaşınız ne görüyor: Şaka gibi... Sanki birisi çaktırmadan topukların altına ahşap bir panel  koymuş. Ayağın altını desteklemeyen kabus bir model...


        İğneli yumuşak tabanlı platform: Dolgu topuklar bir çoğumuza göre çok sevimli, rahat ve unisex bir görünümde. Öyle görünüyor ki daha çok uzun süre bizimle birlikteler.  Dolgu topukları biraz daha yükseltip, onlara platform görüntüsü vererek, ilginç bir tasarıma imza atılmış.

       Siz ne görüyorsunuz: Eğer gerçek bir Harajuku hayranı, İngiliz punk veya extremliğe düşkünseniz,kısa dolgu topuklar yerine neden daha yükselmeyesiniz?

      Erkek arkadaşınız ne görüyor: Şişman siyah bir bloğun üzerine tutkalla yapıştırılmış demode ayakkabımsı bir şey.


            
             Pluto dolgu topuk: Bu model, arkadaki deri parçası ve öndeki tek parmak şeridiyle, kesinlikle bu dünyadan değilmiş gibi görünüyor. Bu ayakkabılar bir nevi önünde kocaman bir boşluk bulunan gizli bir bootie olarak tasarlanmış.

             Siz ne görüyorsunuz: Çok çağ ötesi ve marjinal bir model. İlginç ve dikkat çekici bir tarz oluşturulabilir.

             Erkek arkadaşınız ne görüyor:  Arkadaki parçadan dolayı ayakkabıya, ütüsü bozulmuş bir gömlek yakası eklenmiş gibi görünüyor..


                                
Buz pateni platform: Önü açık bu modele, paten görüntüsü verilmiş. Biraz fazla garip. İlginç şekilli ahşap bir topukla, platformun birleşimi olan bu model aslında garipliğine rağmen çok şirin bir hava kazanmış.

Siz ne görüyorsunuz: Bu model belki de kışın buz üstünde güzel olabilir????? :)

 Erkek arkadaşınız ne görüyor: Hadi ordan !!!  :)
           



Ara sıra marjinal olmanın hiç birimize zararı olmaz, aksine daha çok dikkat çeker ve kendimizi daha farklı hissedebiliriz... Peki siz bu modellerden hangisini tercih ederdiniz?
                                                  

23 Ocak 2012 Pazartesi

Günün Kombini

SIKAN AYAKKABISINI BİLUMUM TAMPONLA, YARA BANDIYLA DOLDURUP GİYEBİLEN CANLIYA KADIN DENİR :)

Sadece -kadın- değil, -şıklığına düşkün- kadın denir aslında... Bir partide, toplantıda, işyerinde bizler, sıkan yüksek topuklu ayakkabılarımızla işkence çekip, gülümsemeye çalışırken, o dümdüz ayakkabılarıyla seke seke yürüyen erkekleri hep kıskanmışızdır. Fakat ne kadar acı çekersek çekelim, o topuklardan asla vazgeçemeyiz çünkü topuklar bizim için çekicilik, estetik, seksapel ve güzelliğin göstergesidir. Ne zaman ki o düz topuklara geçeriz, işte o zaman yaşlanmış gibi hissederiz. Dolayısıyla bırakalım düz ayakkabıları erkekler giysin, ve tüm gece bizi çekme görevini layıkıyla yerine getirsinler .


Sıkan ayakkabılarımızı bir şekilde giyilebilir duruma getirebilmek amacıyla bulduğumuz binbir türlü çare bizi Oscar'a aday yapabilir. Bu çarelerden biri, geceden ayakkabılarımızın içine ıslak bez koyup sabaha dek bekletmektir. Bu yöntem işe yarıyor mu bilinmez ama ayakkabıdan da umut kesilmez.

Kimimiz o güzelim stilettolarımızı, yün çoraplarımızla giyer, evde saatlerce dolaşır ve ilginç bir alıştırma çalışması yaparız. Bu da farklı bir hayat deneyimi tabiki. Acaba muhteşem stilettomuz bir gün o pırıl pırıl fuşya gece elbisemizin altında göğsünü gere gere dolaşabileceğine inanıyor mudur?


 Tam kara kara düşünürken, aklımıza başka ve muhtemelen en akılcı çözüm gelir. Ayakkabıyı kalıba koydurmak. Bir gece boyunca sabırsızlıkla bekleriz, sabah olur, koşa koşa alır eve geliriz, bir de bakarız ki çok da büyük bir değişiklik yok. İşte bir hayal kırıklığı daha... Ne olursa olsun vazgeçmek yok ama...


 Yukarıdakiler büyük ihtimalle işe yaramadı. Ve sonunda işte gözümüzü karartmanın vakti geldi, topuğun arkasına ve vuran parmaklara yara bandı, iç tabana ped, kenarlara pamuk, e ince de bir çorap giydik mi yollara düşmeye hazırız. Biliyoruz ki acıtacak, biliyoruz ki o pamuklar,bantlar taşacak... Ama biliyoruz ki ayakkabılarımız herkesin gözünü alacak...

Ayakkabılarımız ve biz, ne olursa olsun birbirimizden vazgeçemeyiz.